Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmiş
on high
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"on high"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
on high
zf.
gökte
2
Genel
on high
zf.
yukarıda
Idioms
3
Deyim
on high
zf.
yetkili şekilde
4
Deyim
on high
zf.
yetkiyle
5
Deyim
on high
expr.
cennette
6
Deyim
on high
expr.
yüksek mevkide
"on high"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 157 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
be on the high side
f.
oldukça pahalı olmak
2
Genel
set a high value on
f.
çok kıymet vermek
3
Genel
be on a natural high
f.
çok mutlu olmak
4
Genel
be on a natural high
f.
mutlu olmak
5
Genel
be on a natural high
f.
sevinçten havalara uçmak
6
Genel
be high on drugs
f.
uyuşturucunun etkisinde olmak
7
Genel
be high on drugs
f.
uyuşturucu etkisinde olmak
8
Genel
turn on the high beams
f.
uzun farları açmak
9
Genel
put on the high beams
f.
uzunları yakmak
10
Genel
put on the high beams
f.
uzun farları açmak
11
Genel
put on the high beams
f.
uzun farları yakmak
12
Genel
turn on the high beams
f.
uzun farları yakmak
13
Genel
turn on the high beams
f.
uzunları yakmak
14
Genel
from on high
zf.
yukarıdan
15
Genel
from on high
zf.
tanrıdan
16
Genel
on the high seas
zf.
açık denizlerde
17
Genel
on the high seas
zf.
enginlerde
18
Genel
high on the hog [us]
zf.
zengin
19
Genel
high on the hog [us]
zf.
varlıklı
20
Genel
high on the hog [us]
zf.
lüks içinde
21
Genel
high on the hog [us]
zf.
bir eli yağda bir eli balda
Colloquial
22
Konuşma Dili
live high on the hog
f.
lüks içinde yaşamak
23
Konuşma Dili
live high on the hog
f.
para içinde yüzmek
24
Konuşma Dili
high on something
s.
bir şeye yükselmiş
25
Konuşma Dili
high on something
s.
bir şey hakkında heyecanlı
26
Konuşma Dili
high on something
s.
bir şeyle ilgili hevesli
27
Konuşma Dili
high on (drugs)
s.
(uyuşturucudan) kafası yüksek
28
Konuşma Dili
high on (drugs)
s.
(uyuşturucudan) kafası olmuş
29
Konuşma Dili
high on (drugs)
s.
(uyuşturucudan) kafası güzel
30
Konuşma Dili
high on (drugs)
s.
(uyuşturucudan) kafası iyi
31
Konuşma Dili
high on
s.
alkol/uyuşturucu etkisinde
32
Konuşma Dili
high on
s.
alkolden/uyuşturucudan kafası iyi
33
Konuşma Dili
high on
s.
alkolden/uyuşturucudan kafası güzel
34
Konuşma Dili
high on
s.
alkolden uyuşturucudan kafası yüksek
35
Konuşma Dili
high on
s.
ile ilgili hevesli
36
Konuşma Dili
high on
s.
hakkında heyecanlı
37
Konuşma Dili
on a high
s.
sevinçten havalara uçmuş
38
Konuşma Dili
on a high
s.
aşırı sevinçli
39
Konuşma Dili
on a high
s.
başarılı bir noktada
40
Konuşma Dili
on a high
s.
etkileyici bir noktada
41
Konuşma Dili
on a high
s.
zirve noktasında
42
Konuşma Dili
on a high
s.
mutluluktan uçmuş
43
Konuşma Dili
on a high
s.
sevinçten/mutluluktan yerinde duramayan
44
Konuşma Dili
high on something
s.
(bir uyuşturucudan) uçmuş
45
Konuşma Dili
high on something
s.
(bir uyuşturucudan) kafası iyi/yüksek
Idioms
46
Deyim
high man on the totem pole
i.
en tepedeki adam
47
Deyim
ride the high horse; get on the high horse
f.
abartmak
48
Deyim
be on one's high horse
f.
abartmak
49
Deyim
get on one's high horse
f.
abartmak
50
Deyim
get on one's high horse
f.
bilgiçlik taslamak
51
Deyim
be on one's high horse
f.
bilgiçlik taslamak
52
Deyim
ride the high horse; get on the high horse
f.
bilgiçlik taslamak
53
Deyim
go out on a high note
f.
başarıyla bitirmek
54
Deyim
eat high on the hog
f.
bir eli yağda bir eli balda olmak
55
Deyim
climb on one's high horse
f.
büyüklenmek
56
Deyim
end on a high note
f.
birşeyi başarıyla tamamlamak
57
Deyim
live high on the hog
f.
bir eli yağda bir eli balda olmak
58
Deyim
get on one's high horse
f.
büyüklenmek
59
Deyim
live high on the hog
f.
çok zengin olmak
60
Deyim
live high on the hog
f.
çok rahat bir yaşam sürmek
61
Deyim
eat high on the hog
f.
çok rahat bir yaşam sürmek
62
Deyim
climb on one's high horse
f.
caka satmak
63
Deyim
get on one's high horse
f.
caka satmak
64
Deyim
ride the high horse; get on the high horse
f.
caka satmak
65
Deyim
be on one's high horse
f.
caka satmak
66
Deyim
get on one's high horse
f.
caka satmak
67
Deyim
get on one's high horse
f.
gösteriş yapmak
68
Deyim
climb on one's high horse
f.
gösteriş yapmak
69
Deyim
live high on the hog
f.
har vurup harman savurmak
70
Deyim
end on a high note
f.
iyi bir yerde bitirmek
71
Deyim
go out on a high note
f.
iyi biçimde bitirmek
72
Deyim
ride the high horse; get on the high horse
f.
kibir satmak
73
Deyim
go out on a high note
f.
layıkıyla bitirmek
74
Deyim
end on a high note
f.
mutlu sonlandırmak
75
Deyim
climb on one's high horse
f.
kibirlenmek
76
Deyim
get on one's high horse
f.
kibirlenmek
77
Deyim
eat high on the hog
f.
lüks içinde yaşamak
78
Deyim
be on one's high horse
f.
kibir satmak
79
Deyim
get on one's high horse
f.
kibir satmak
80
Deyim
get on one's high horse
f.
palavra atmak
81
Deyim
be on a complete high
f.
sevinçten havalara uçmak
82
Deyim
live high on the hog
f.
para içinde yüzmek
83
Deyim
live high on the hog
f.
şatafatlı bir hayat sürmek
84
Deyim
be on one's high horse
f.
palavra atmak
85
Deyim
ride the high horse; get on the high horse
f.
palavra atmak
86
Deyim
ride the high horse; get on the high horse
f.
yüksekten atmak
87
Deyim
ride the high horse; get on the high horse
f.
ukalalık etmek
88
Deyim
be on one's high horse
f.
yüksekten atmak
89
Deyim
climb on one's high horse
f.
yüksekten bakmak
90
Deyim
get on one's high horse
f.
yüksekten bakmak
91
Deyim
get on one's high horse
f.
yüksekten atmak
92
Deyim
get on one's high horse
f.
ukalalık etmek
93
Deyim
be on one's high horse
f.
ukalalık etmek
94
Deyim
finish (something) on a high note
f.
(bir şeyi) zirvede bırakmak/bitirmek
95
Deyim
finish (something) on a high note
f.
(bir şeyi) zirvede kapatmak
96
Deyim
finish (something) on a high note
f.
(bir şeyi) başarılı bir noktada bırakmak/bitirmek
97
Deyim
finish (something) on a high note
f.
(bir şeyi) doruk noktasında bırakmak/bitirmek
98
Deyim
finish (something) on a high note
f.
(bir şeyi) en yüksek noktada bırakmak/bitirmek
99
Deyim
leave (something) on a high note
f.
(bir şeyi) zirvede bırakmak
100
Deyim
leave (something) on a high note
f.
(bir şeyi) en başarılı noktada bırakmak
101
Deyim
be living high on the hog
f.
para içinde yüzmek
102
Deyim
be living high on the hog
f.
bir eli yağda bir eli balda olmak
103
Deyim
be living high on the hog
f.
çok rahat bir yaşam sürmek
104
Deyim
be living high on the hog
f.
çok zengin olmak
105
Deyim
be living high on the hog
f.
lüks/refah içinde yaşamak
106
Deyim
be living high on the hog
f.
yüksek standartlarda bir yaşamı olmak
107
Deyim
be living high on the hog
f.
yediği önünde, yemediği ardında olmak
108
Deyim
be on your highˈhorse
f.
kibirlenmek
109
Deyim
be on your highˈhorse
f.
ukala bir tavır takınmak
110
Deyim
be on your highˈhorse
f.
yüksekten bakmak
111
Deyim
be on your highˈhorse
f.
tepeden bakmak
112
Deyim
be on your highˈhorse
f.
haddini bildirmek
113
Deyim
get on your high horse
f.
kibirlenmek
114
Deyim
get on your high horse
f.
ukala bir tavır takınmak
115
Deyim
get on your high horse
f.
yüksekten bakmak
116
Deyim
get on your high horse
f.
tepeden bakmak
117
Deyim
get on your high horse
f.
haddini bildirmek
118
Deyim
end (something) on a high note
f.
(bir şeyi) başarıyla tamamlamak
119
Deyim
end (something) on a high note
f.
(bir şeyi) iyi bir yerde bitirmek
120
Deyim
end (something) on a high note
f.
(bir şeyi) mutlu sonlandırmak
121
Deyim
end (something) on a high note
f.
(bir şeyi) zirvede bitirmek/bırakmak
122
Deyim
on (one's) high horse
s.
caka satan
123
Deyim
on (one's) high horse
s.
kibirli
124
Deyim
on (one's) high horse
s.
üstten/tepeden bakan
125
Deyim
on (one's) high horse
s.
ukala
126
Deyim
on (one's) high horse
s.
burnu havada
127
Deyim
on one's high horse
expr.
burnu havada
128
Deyim
high on the agenda
expr.
birinci gündem maddesi
129
Deyim
high on somebody's agenda
expr.
birinci gündem maddesi
130
Deyim
high on the agenda
expr.
gündemin en tepesinde
131
Deyim
high on somebody's agenda
expr.
gündemin en tepesinde
132
Deyim
high on somebody's agenda
expr.
gündemin ilk sırasında
133
Deyim
high on the agenda
expr.
gündemin ilk sırasında
134
Deyim
on one's high horse
expr.
kibirli
135
Deyim
on a high horse
expr.
yukarıdan bakan
136
Deyim
on the high-road to needham [uk]
expr.
(ekonomik) sıkıntıya doğru sürüklenmiş
137
Deyim
on the high-road to needham [uk]
expr.
(ekonomik) durumu kötüye doğru giden
138
Deyim
on high horse
expr.
caka satan
139
Deyim
on high horse
expr.
kibirli
140
Deyim
on high horse
expr.
üstten/tepeden bakan
141
Deyim
on high horse
expr.
ukala
142
Deyim
on high horse
expr.
burnu havada
143
Deyim
on your high horse
expr.
kibirli
144
Deyim
on your high horse
expr.
ukala
145
Deyim
on your high horse
expr.
yüksekten bakan
146
Deyim
on your high horse
expr.
tepeden bakan
Law
147
Hukuk
law on radio and television high council
i.
radyo ve televizyon üst kurulu kanunu
Politics
148
Siyasal
high-level advisory group on climate change financing
i.
iklim değişikliği finansmanı üst düzey danışma grubu
149
Siyasal
high-level principles on mutual legal assistance
i.
karşılıklı yasal yardıma ilişkin üst düzey ilkeler
150
Siyasal
nato high-level task force on conventional arms control
i.
nato konvansiyonel silah kontrolü üst düzey görev gücü
151
Siyasal
high commissioner on national minorities
i.
ulusal azınlıklar yüksek komiseri
152
Siyasal
high-level panel of eminent persons on the post-2015 development agenda
i.
2015 sonrası kalkınma gündemi konusunda seçkin kişiler üst düzeyli panel
Institutes
153
Kurum/Kuruluş
un high commission on refugees (un-hcr)
i.
birleşmiş milletler mülteciler yüksek komiserliği
Computer
154
Bilgisayar
high speed on
expr.
yüksek hızlı açık
155
Bilgisayar
high speed on
expr.
yüksek hız açık
Medical
156
Medikal
ceramic material based on high purity alumina
i.
yüksek saflıkta alümina esaslı seramik malzeme
Slang
157
Argo
high on drugs
s.
uyuşturucudan kafası güzel olmuş
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of on high
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy